25 Ağustos 2012 Cumartesi

Kitap Okumak Güzel Şey


Yatmak zorunda olmanın en güzel tarafı, bol miktarda boş zamana sahip olup, istediğin kadar kendine vakit ayırabilmek sanırım. Bir de şu zorunluluk olmasa, keyiften olsa, tadından yenmezJ Tabii zorunluluk olmasa, sanırım bu kadar yatmama kimse izin vermez, başta da oğlumJ Neyse şimdi izin verilirken bol miktarda kitap okuyorum. Bayram öncesinde 3 kitap sipariş etmiştim, soluksuz okudum.
İlki “Aklından Bir Sayı Tut”un yazarı John Verdon’ın devamı niteliğindeki kitabı “Gözlerini Sımsıkı Kapat” Aslında ilk kitabını çok da beğenmemiştim, başta iyi giderken daha ortalarda katil çok rahat anlaşılmaya başlamıştı ve sonuna geldiğimde “Bu mudur” demekten kendimi alamamıştım. Ama karakter gereği sanırım ikinci şansı hep vermişimdir, iyi ki de yapmışım John amca ilkinden daha güzel bir senaryo kurmuş ve sonuna kadar devam ettirebilmiş bu sefer.
İkinci okuduğum kitap romana bürünmüş kişisel gelişim kitabı olan “Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer” Normalde bu tarz kitapları çok sevmeme rağmen okuduğum yorumlar sonucu almaya karar vermiştim, genel olarak beğendim de. Şunu yapma, bunu yap gibi öğütleri, senaryo içinde kahramanımız ve diğer kişiler arasında diyalog şeklinde vermiş yazarımız. Kahramanımız intihar edecekken onu gizemli bir kişi kurtarıyor, kurtarırken de bir anlaşma yapıyorlar. Gizemli amcanın her istediğini kahramanımız yapacak, yapmazsa bunu hayatıyla ödeyecek…
Bu kitaptan kaptığım bazı şeyler de var. Mesela karşındaki kişinin evrenini kucaklamakJ Eşimle zıtlaşmalarımız sırasında sıklıkla kurduğum bir cümle bu artık “Senin evrenini kucaklamaya çalışıyorum izin vermiyorsun!” J Yani bir nevi kendini karşındakinin yerine koymak, empati yapmak, onu anladığını göstermek. Okuduğum kitaplardan öğrendiklerimi genellikle eşime satar ya da onun üzerinde denerimJ Mesela Empati kitabında millet psişik güçlerini kullanarak bir şeyler yaptırıyordu, buna da zihin bükme deniyordu. Geçenlerde bir konuda onu ikna etmeye çalışırken anneme dönüp, “Yine zihnimi bükmeye çalışıyor” dediJ
“Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer”’den beğendiğim bir kısım: (Son paragraf)

Son olarak “İstanbul Hatırası”nı okudum. Bu okuduğum ilk Ahmet Ümit Kitabı ve bayıldım. Tarihle iç içe bir cinayet söz konusu. Aslında cinayet kitaplarını sevmem daha doğrusu korkudan, gerilimden hoşlanmam, hayatta Stephen King tarzı kitaplar okuyamam. Benim sevdiğim sonunda duyulan şaşkınlık, hayret, “Bunu ben niye düşünemedim” cümlesiJ Zaten okuduğum katilli kitaplarda, cinayet kısmı anlatılmaz, sadece bir ölü ve katil olduğu bilgisi sunulur ve kahramanımız başlar araştırmaya, okudukça okutur böyle kitaplar kendini ve sonunda katil hiç beklemediğin biri çıkar, “Çok safmışım” dersin. “İstanbul Hatırası”nda olaylar tarihle bezendiği için bir taraftan yazar İstanbul’un geçmişini önümüze sürerken, bir taraftan da zekice senaryosunu yürütüyor. Örneğin ben İstanbul’un ilk adını Konstatinopolis zannederken Byzantion’muş, hiç duymamıştım.  Satın alırken okuduğum bazı yorumlarda, sonunu vasat bulanlar olmuş ama bence gayet tatmin edici. Böyle bir kitabı bir Türkün yazmasından dolayı da ayrıca gururlandım ve hemen son kitabı “Sultanı Öldürmek” i sipariş ettimJ

16 yorum:

  1. bu günler ilerde çok nostaljik olacak mecburiyetde olsa güzel tarafını bulmuşsun:)çocuk hareketlendiği zaman işlerini de arttırdığı için boş vakit bulmak zor

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet ya bakıyorum ilk zamanlar gündüzleri sürekli uyurdu, şimdi ne mümkün sürekli kucakta gezmek istiyor, biri onunla muhabbet etsin istiyor:)

      Sil
    2. Benimki de öyle:)Bazen onunla büyük biriymiş gibi muhabbet ediyorum. Özellikle mutfakta yemek yapıyorsam,Ege şimdi tuzu ekleyeceğiz falan diyorum:)

      Sil
    3. Geçenlerde okumuştum bir yerde çocukla büyük insan gibi konuşmak, onu ciddiye aldığını göstermek, çocuğun gelişimi için oldukça iyiymiş:)

      Sil
  2. Kesinlikle Sema'nın dediği gibi en güzel şey yapıyorsun. Okumak insanın zamanını zenginleştiren en güzel şey :) Paylaşımların için de çoook teşekkür ederiz :)
    Ben de şu an "Otomatik Portakal"ı okuyorum.Bugüne kadar okuduğum en enteresan üsluba sahip kitap diyebilirim...
    Selamlar, sevgiler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eve ilginç bir kitaba benziyor, hatta filmi de çekilmiş sanırım. Bunu da okuma listeme alıyorum:)

      Sil
  3. Selam canım:)Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer çok ilgimi çekti:)Ben tam böyle kitapları seviyorum.Eklediğin paragraf ise çok doğru gerçekten.Dün başıma gelen tam da buydu:Külüstür pc'imin sorunu ekranının Hoşgeldiniz'den sonra kararmasıydı.Ondan nefret etmiştim artık.Mecburen aldığımız pc'de şaşılacak derecede 2.gün aynı sorun oldu ve tamire gitti.Çok sinirlendim,yine mi dedim.Herhalde yeterince şükran duymamıştım bilemiyorum.Ben de senin gibi hergün evdeyim,tek farkımız ben yatmıyorum.İşimiz dolayısıyla hiçbir yere gidemiyoruz.Ama eminim herşey daha da güzel olacak,bugünümüze şükran duyalım:))Hadi gel bugün ikimizin şükran günü olsun,yarın bugünden daha güzel olsun:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel yazmışsın canım:) Kabul ediyorum, bugün şükran günümüz olsun, yarın bugünden daha güzel olsun:))

      Sil
  4. :)
    Evet kitap okumak güzel şey. Yıllar sonra tekrar aynı güzellikleri yaşayınca daha iyi anlıyorum bunu.
    İyi okumalar. Okudukça bilgi amaçlı yazalım ki öğrenelim dimi? Sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana da iyi okumalar canım:) Küçük Mucizler Dükkanı'nı okumaya başlamıştım ama kitap benim değildi, tamamlayamadan geri vermek zorunda kaldım, o kitabı alıp tamamlayacağım ama Siyah Süt'ü okumadım, yorumlarını bekliyorum:)

      Sil
    2. Siyah Süt henüz bitmedi. Ama şimdiden tavsiye ediyorum okuman için. Küçük Mucizler Dükkanı hakkında iyi şeyler okudum,
      İkiside bitince sana bilgi vericem :P

      Sil
  5. İstanbul Hatırası'nı merak ettim şimdi:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mutlaka okumalısın çok güzel, ben de "Bab-ı Esrar"ı merak ediyorum, aldıklarının arasında vardı gördüm:)

      Sil
  6. İstanbul Hatırası'nı ben de çok severek okoumuştum..İstanbul'a dair hiç bilmediğim şeyleri öğrendim.
    Şuanda Sultan'ı Öldürmek'i okuyorum, sona az kaldı.
    Muhteşem bir kitap o da. İstanbuş'un fethini canlı canlı izlemiş bini oldum inanın.
    Ahmet Ümit bir kitap yazmadan önce o kadar gerçek ve geniş bilgi topluyor, öyle donanımlı hale geliyor ki, roman tadında belgesel okumuş gibi hissediyorum.
    Ahmet Ümit'in tüm kitaplarını okudum. Ama beni en çok etkileyen 'Beyoğlu Rapsodisi' oldu. Bab-ı Esrar da tabi kendi türünde çok iddialı. Ondan sonra Elif Şafak'tan Aşk'ı okuduğumda , bir öğrencinin denemesi gibi gelmişti bana o.Neyse konuyu çok dağıttım.
    Bu arada benim bir de kitap blogum var oraya da beklerim :)

    Sevgiler,
    http://bendengecenkikayeler.blogspot.com/
    www.ceylinolmez.com

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İstanbul Hatırası'nı okurken aynen öyle hissetmiştim, sanki karşımda izlediğim bi belgesel var gibi,müthişti:)Ben de elimdeki kitap bitince Sultanı Öldürmek'e başlayacağım.Bu okuyacağım 2. kitabı ama sanırım tek tek hepsi okunacak:)
      Hemen ziyarete geleceğim, sevgiler:)

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...