Tarih 19.06.2012… 2 aylık yatak istirahatımdan sonra bugün tekrar doktora gidip kalçamdaki kırığın durumunu öğrenmek istedim. Tamamen iyileşmese de ilerleme kaydettiğine eminim, ne de olsa 2 aydır hastaneye gitmek dışında evden pek dışarı çıkmamıştım. Annem de yanımızda kalıyor, bebişle çoğunlukla o ilgilenirken, ben yatıyorum. Tabii arada kaçamaklar da olmuyor değil. Ağrım sızım olmadığında sürekli yatmaktan sıkıldığım için evde dolaştığım da oluyor. Ama sonuçta 2 ay önceki gibi değildim. 2 ay önce topallayarak, etimden et koparırlarmış gibi canım yanarak yürürken şimdi normal gibi. Tamam, biraz ayaklandığımda ağrılarımın arttığını kabul ediyorum ama dediğim gibi tamamen olmasa da ilerleme kaydettim. Zaten doktora gitmemin temel sebebi de, doktorun söyleyeceği iyi şeyleri duyup motivasyonumu arttırmak değil mi. Doktor tam da düşündüğüm gibi MR istedi ama maalesef MR randevusunu 4 gün sonraya verdiler. Maalesef diyorum çünkü MR çekimi pek hazlettiğim bir durum değil, bir kere de gidip hemen çekilebilseydim iyi olacaktı, 4 gün boyunca kafamda büyütüp stres olacaktım ki nitekim öyle oldu. Fazla titizlenince olumsuzlukları da çekiyorum, çekim sırasında kulaklarımı kapatmayı unutmuşlar, beynim resmen zonkladı sesler yüzündenL Sürekli, bebişimin de daha önce bu makinaya girdiğini, onun bile buna dayandığını düşündüm. O bayılmış halde girmişti ama inşallah onun kulaklarını kapatmışlardır...
Çekim bitmiş, giyinip koşar adım uzaklaşmıştım oradan. CDyi almak için geri döndüğümde 1 tane daha MRım olduğunu söylediler, unutulmuş… Aynı süreç tekrar yaşandı, neyse ki bu sefer kulaklarımın kapatılmasını hatırlatmıştım. CDleri alıp doktorun odasına girdiğimde iyileşme yolunda olduğuma o kadar emindim ki, doktor kırığımın büyümüş olduğunu söylediğinde yaşamış olduğum hayal kırıklığı inanılmaz büyüktü. Doktor eski ve yeni MRlarımı ekrana açmış bana farkı gösteriyordu. Aynı resim arasındaki 2 farkı bulun gibi bir şeydi. Ekranın sollunda eski, sağında yeni MR, her şey tıpatıp aynı 2 farkla; soldakinde ince ve kısa bir çizgi, sağdakinde kalın ve uzun bir çizgi şeklinde kırık hattı, sağdakinde bir de ödem... Doktor da çok şaşkındı, benim yaşımda birinin 2 ay istirahat ile kemiğinin çoktan kaynaması gerekirmiş. Söyleyecek bir şey bulamadım, bulsam da söylemeye gücüm yetmezmiş gibi hissettim, o kadar moralim bozulmuştu ki tüm enerjim içimden çekip alınmış gibiydi… Doktor “keşke baştan ameliyat etseydik” dediğinde de, “hala edebiliriz bunu iyi düşün” dediğinde de bir şey demeden başımı salladım, ameliyat hiçbir zaman aklımda olmadı. Eve geldiğimde çekilen enerjim hala yerine konmamış gibiydi. Yılmıştım resmen. Evet, bu içimde bulunduğum durumun tam karşılığı: Yılgınlık… Niye böyle oldu? 2 ay bir sürü şeyden mahrum kalmadım mı, evden dışarıya çıkışlarım yok denecek kadar az değil miydi, neydi yaptığım yanlış?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder